Meme Kanseri Riskini Artıran Faktörler
Yaşı 40’ı geçen kadınların en önemli korkularından biri meme kanserine yakalanmaktır.
Bu hastalığa yakalanma olasılığı bazı durumlarda artabiliyor. Bunları dikkate alarak risk düzeyinizi bilmeniz ve konu hakkında daha duyarlı olmanız mümkün. İşte meme kanserine yakalanma olasılığını artıran en önemli risk faktörleri...
Hiç evlenmemiş, evlenmiş ama hiç doğum yapmamış kadınlarda meme kanseri olasılığı artıyor. İlk âdeti ne kadar erken yaşta görmüşseniz kanser olasılığınız o oranda yükseliyor. Ayrıca ilk doğumu geciktirmek de doğru değil. İlk doğumu 35 yaş ve sonrasında yapan kadınlarda kanser riski olasılığı daha fazla bulunmuş. Adetten kesilmeyaşınız, yani menopoza girme yaşınız da önemli. Ne kadar geç adetten kesilirseniz olasılık o kadar artıyor.
YİYECEK SEÇİMLERİ
Uzmanlar kilo sorunu olan kadınlarda meme kanseri riskinin yükseldiğin söylüyor. Özellikle hareketsiz yaşayan,fazla kilolu kadınlarda riskin daha fazla olduğu belirtiliyor. Besin seçimleriniz de riskinizi etkiliyor. Fazla et, aşırı yağlı yiyecekler, kızartmalar, tütsülenmiş besinler riski artırırken, sebze ve meyveden zengin, omega-3’ü yüksek, yeşil çay ağırlığı fazla, domates ve domates ürünlerinden zengin bir beslenme planı kanser riskini bir haylidüşürüyor. Ayrıca ekonomik durumun da etkisi var. Yüksek ekonomik geliri olan gruplarda meme kanserineyakalanma sıklığı da artıyor.
GENETİK MİRAS ÖNEMLİ
Genetik mirasınızın da önemli bir rolü var. Ailesinde meme kanseri olanların, özellikle kız kardeşi, annesi, teyzesi,anneannesi meme kanserine yakalananların daha uyanık olmaları gerekiyor. Kişisel sağlık geçmişinde geçirilmişmeme kanseri olanların da “bana artık bir şey olmaz” diye düşünmemeleri lazım. Tersine önceden bir memesindekanser tespit edilen kadınlarda, diğer memede de kanser görülme olasılığı beklenenden daha yüksek bulunmuş.
Geçmişte radyasyona maruz kalmak meme kanseri riskini artırıyor. Özellikle göğüs bölgesine yoğun ışın tedavisiuygulanmış olanlarda risk bir hayli fazla. Bu nedenle gereksiz ve sık tekrarlanan mamografilerden de sakınmak gerekiyor.
HORMONLARA DİKKAT!
Menopoz belirtilerini azaltmak amacıyla kullanılan hormonların tümünün meme kanseri riskini arttırdığı artık çok iyibiliniyor. Bu hormonları kullananların yakın doktor kontrolü altına alınmaları gerekiyor. Doğum kontrol haplarınında riski artırabileceğini düşünenler var.
Yaşam tarzınızın da etkili olduğunu hatırlatalım. Aktivitesi az olanlar, alkol ve sigara kullananların meme kanseri riski daha yüksek bulunmuş.
Meme kanserinde erken teşhis çok önemli. Hastalığın tedavisinde de son yıllarda önemli başarılar sağlandı. Bu nedenle her zaman olduğu gibi erken tanı konusunda duyarlı olmaya, en ufak bir kuşkunuz olduğunda bunudoktorunuzla en kısa zamanda paylaşmaya özen göstermeniz gerekiyor.
Hızlı oku, hızlı düşün, mutlu ol!
Psikiyatri’de “İki Uçlu Duygulanım Bozukluğu” adıyla tanımlanan, mani ve depresyon tablolarıyla seyredenhastalık bazı araştırmalara ilham kaynağı olmuştur. Manik dönemlerinde, kendilerini neşeli, coşkulu, enerjik, yaratıcı, güçlü, cesur, güzel ve akıllı, her şeyin üstesinden gelebilecek kapasitede hisseden hastaların düşünceakışlarındaki hız araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Princeton Üniversitesi öğrencileriyle yapılan bir çalışmada,öğrencilere, bilgisayar ekranında, içerik olarak moral vermek açısından oldukça nötr, rapor tarzında metinlerokutulmuştur.
Ortalama okuma hızı 80 milisaniye/harf olup alt ve üst sınırlar 170 ve 40 ms. olarak belirlenmiştir. Okuma bitiminde, öğrencilere kendilerini nasıl hissettikleri sorulmuştur. Hızlı okuyanların, okudukları metnin içeriği neolursa olsun moral olarak kendilerini daha iyi hissettikleri saptanmıştır. Okumak en önemli zihinseluğraşılarımızdan biridir. Hızlı okumak, düşünce akışını hızlandırıyor. Hele içeriği moral yükseltici olan metinleri okumak kişinin kendini daha da iyi hissetmesini sağlıyor. Depresyonla mücadelede “harekete geçmek” gerekir. Sağlığımıza yararı tartışılmaz olan fizik aktiviteyi günlük yaşamımıza sokmalıyız. Bir yandan da okuma eyleminihem sıklık hem de hız olarak artırmalıyız. Bedensel ve zihinsel olarak hızlanmak kendimiz daha iyi hissetmemizisağlayacaktır.
Koltuk altı terleme tedavisi
Koltuk altı terlemelerinin nedeni genellikle psikolojik nedenlere bağlıdır. Ergenlik çağından sonra başlayanterleme şikâyeti özellikle stresli zamanlarda ortaya çıkar veya artar. Kıyafetlerde iz bırakması nedeniyle pek çok kişinin sosyal ve iş yaşamında probleme yol açmaktadır. Tedavisinde ilaçlı terkipler, iyontoforez gibi tedavilerkullanılmakla beraber, en popüler yöntem botulinum toxin enjeksiyonlarıdır. Deri içine minik zerkler halinde botulinum toksini verilir. Etkisi 10 gün içinde ortaya çıkan bu tedavi yöntemiyle, genellikle 6-8 ay kadarterlemede azalma meydana gelmektedir. Pek fazla yan etkisi olmayan bu yöntem, koltuk altı terlemelerinde iyibir tedavi seçeneği olabilir.
Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU